HABERLER

Tarihinin en çekişmeli ve en üst düzeyde sezonunu tamamlayan basketbol ligimizde mutlu sona ulaşan takım F.Bahçe Ülker oldu. ‘Play-off’ finalinin son maçında Türk Telekom’u 90-79 devirip, seriyi de 4-1 kazanan sarı-lacivertliler böylece Beko Basketbol Ligi’ndeüst üste 2. Toplamda ise 3. Şampiyonluğuna uzandı.

Doğaçlama Yok Oldu
Şampiyonlukta en önemli katalizör tempoydu. İlk iki maçta sarı-lacivertlilerin hız ile tepkimeye girmesine karşı koyamayan Türk Telekom, sahadan silinmişti. Seri Ankara’ya taşındığında ise mavi-beyazlılar, tüm önlemlerini rakibi yavaşlatmak adına yapıp bir maç kazanmasına rağmen belki de şampiyonluğa mal olan bir mağlubiyet almıştı. Ankara’da ki son maç ve seriyi bitiren dünkü son mücadele de ise Telekom adına sıkıntı tüm sezonu içlerinden geldiği gibi ‘Mahşer-i Cümbüş’ tadında doğaçlama geçiren lacivert-beyazlıların F.Bahçe karşısında rakibe göre önlem alan bir takıma dönmesiydi.

F.Bahçe Ülker’e göre ‘ince ayar’ yapan Telekom’da 5 maçlık seride dengeler sürekli değişti. Kris Lang’den iki maç fazlasıyla skor bulurken, normal sezonda takımın sayı gücü olan Williams ince ve kısa kaldığı F.Bahçe uzunları karşısında kayboldu. Haluk’un tüm maçlarda oyuna giriş süresierkene çekildi ve 35 yaşındaki oyuncu daha erken yoruldu. Karşısında sürekli diri savunmalar bulan El-Amin çok iyi bir seri geçirse de maçlarda hızlı tükendi. Dış oyuncuları tempoyu düşürmeye o kadar kafayı yordular ki, şutör kimliklerini seri boyunca 2. Plana attılar.

Tün bu düzenlemelerin sebebiyse potansiyelinin sonu görünmeyen F.Bahçe Ülker içindi. Bu sınırsız limitteki ekip final serisindeki gibi dolu tribünlerle oynadığında ne kadar akıl almaz sonuçlara imza atacağını gösterdi. Öyle ki; F.Bahçe İstanbul’daki 3 karşılaşmada rakibine 51 fark attı. Final serisindeki iki takım için alışılmadık bir fark…

Çözüm Fener’de
Aslında tün bu denklemin çözümü sarı-lacivertlilerde. Eurolig maçlarında böyleydi, normak sezonda da, ‘play-off’larda da… Bu takım istediği maçların çoğunda alnının akıyla çıktı. Ama sezon bitmesine rağmen hem de zaferle sona ermesine rağmen taşların hala yerli yerinde olmaması apayrı bir vaka. Mesela Ankara’da ki iki karşılaşmada sadece ilk 5 çıkması ve sadece 8 dakika sahada kalması ve yine deplasmanda 14 dakika ortalama ile oynayan Vidmar’ın şampiyonluk maçında Preldziç ile birlikte kenardaki koltuklara yapışması…

F.Bahçe’nin uzun rotasyonu o kadar oturmamış, düzen içinde o kadar büyük bir düzensizlik var ki, kağıt üstünde fazlasıyla hakim gözüktüğü uzun pozisyonunda Wright’sız Telekom’un pota altı oyuncularına karşı 5 maç sonunda skorda 200-174 geride kaldılar. Seriyi F.Bahçe kısaların harika performansı getirdi. Ömer Onan’ın savunmasının yanında son iki maçta 44 sayı atması, Kinsey’in galibiyeti getiren büyük 4. maç performansı, Solomon-White-Mrsiç 3’lüsünün katkıları şampiyonluğu yazdıran faktörlerdi. Bu sezon basketbol tarihimizin en kaliteli sezonuydu belki de ancak F.Bahçe de 42 yıllık lig tarihinin en kaliteli kadrosuydu…